Kocamın Çocukluk Arkadaşı Yatıya Kaldı
Herkese selamlar, sex hikayeleri okuyucuları, ben Almanya Gelsenkirchen’den Cemre. Evli, 2 çocuk annesi, 37 yaşındayım. Kocam Fuat’la aramız gayet iyi, hayatımızı bir düzene sığdırmış, iyi kötü geçiniyoruz. Kocamın maaşı iyi, ben de ara ara çalışarak eve katkıda bulunuyorum. Böylelikle aldığımız dairenin taksitlerini rahat rahat ödeyip hayatımızı sürdürüyoruz. Çocuklarımız da artık 11 ve 13 yaşlarında olarak çocukluktan çıkmış, kendi ayakları üstünde durabiliyorlardı. Kocamla cinsel hayatımız, normal sayılır, haftada bir veya iki sefer, ya o veya ben inisiyatifi ele alıp sevişiriz, genelde ikimiz de tatmin oluruz. Anlayacağınız bu konuda da herhangi bir şikâyet yok.
Sıcak bir yaz günü, çocuklar Annemde, kocam dışardan arayıp, tesadüfen çocukluk arkadaşı Ahmet’i gördüğünü, alışveriş yaptığını ve akşama onu misafir getireceğini söylemişti. Ben de birkaç hazırlık yapıp, onlar geldiğinde kocamın getirdiklerini pişirip, masaya oturduk. Ahmet kocamın çocukluk arkadaşıymış, evlendikten sonra Hamburg’a taşınmış, maalesef geçimsizlikten dolayı karısından ayrılmış. Buraya akrabalarına ziyarete gelmiş, kocamı da görünce ısrarına dayanamayıp, şimdi afiyetle pişirdiklerimi yiyip Rakılarını içiyorlardı.
Ahmet, efendi birine benzese de her fırsatta beni süzdüğünü hissediyordum. İltifatlarını da benden esirgemiyordu, “Ellerinize sağlık yengeciğim, yemekler çok leziz, çok beceriklisin yengeciğim!” falan filan gibi. Yanından geçerken tesadüf gibi bana dokunmalar da başlamıştı. Rakının da gevşetmesiyle, kocama çaktırmadan, gözleri benimle milim milim sevişiyorlardı. Bu gelişmelerden ne kadar gerilsem de, aynı zamanda hoşuma da gidiyordu. Erkeklerin bakışlarına alışık olmuştum artık. Normal ölçülerde, fena sayılmaz, güzel bir kadınım. Herkesin bir şeker tarafı olduğu gibi, benim de bacaklarım uzun ve ödül kazanacak kadar muntazam olduklarından, dışarda gezerken çoğu zaman erkeklerin bakışları üzerimde olurdu.
Yine de Ahmet beye umut vermemek için bakışlarımı kaçırıyordum. Zaten erkekler mevzularını eskilere taşımış, şunu hatırlar mısın, bu aklına geliyor mu, diye maziyi canlandırıyorlardı. Ben de yarı onları dinleyip, tek gözümle de TV’ye takılıyordum. Neyse, saat 12 gibi artık yatalım denildi. Ben masayı toplamış, Ahmet’e misafir odasına yer yatağı sermiştim. Kocam Ahmet’e, “Umarım sabah sesimizle rahatsız edip uykunu bölmeyiz arkadaşım!” dedi. Ahmet’te, “Gayet rahat olun, ben uyurken yanımda top patlasa duymam, uykum çok ağırdır!” dedi.
Ben de misafirimize, “İyi geceler!” deyip ayrılmak isterken, tekrar teşekkürleri üzerime yağdı, tokalaştı, nerdeyse kendisine çekip sarılacaktı.
Her neyse, kocamla nihayet odamıza gelmiş, sarı civciv renkli mini geceliğimi giyip uzanmıştım. Kocam bana iyi geceler öpücüğü verip, başını yastığına götürürken, yastığa 5 kala uykuya dalmıştı bile. Ben de gece lambasını kapatıp uykuya dalmıştım. Aradan ne kadar zaman geçti bilmiyorum, uyandım. Nefis bir erotik rüya görmüşüm, ama kiminle, nerede seviştiğimi hatırlamıyordum. Muhteşem bir şekilde tahrik olmuştum ve amım vıcık vıcık idi. Külotumun önü sırılsıklam olmuş, bedenim rüyanın tesiriyle titremekteydi. Islak külotumu sıyırıp yatağın yanına attım ve kocama sokuldum. Ama kocam içkinin tesiriyle derin uykudaydı. Elimi önüne attım, normalde çalışkan, becerikli ve sert siki, süzülmüş büzülmüş, nerdeyse içine çekilmiş, sadece çiş yapmaya kullanılır biçimdeydi. İçimi çektim ve iştahımı ertesi güne bırakmak niyetiyle mutfağa su içmek için kalktım…
Misafir odasının önünden geçtiğimde kapı hafif aralıktı, ay ışığı misafirimizin halini bana sergiliyordu. Ahmet’in üstü açılmış, atlet külot yatıyor, külotunu siki şişirmişti. Biraz durdum seyrettim. Gördüğüm rüya beni çılgınlığa sürüklüyordu. Yavaşça içeri girdim. Ayağımla hafiften bacağına dokundum, dediği gibi ağır uykudaydı, hiç tepki gelmedi. Eğilip baldırını okşadım, halen tık yok. Cesaretlenip elimi külotunun üstüne attım. Korku, heyecan ve istek duygusu bir arada beni kudurttu. Yukarıya doğru çıkıp yüzünün üstüne çömeldim. Bu arada yeniden vıcık vıcık olmuş amcığımı, çenesine, dudaklarına, burnunun ucuna sürtüyordum. İçimden de, akşam bana sürekli ‘Yengeciğim yengeciğim’ diyen Ahmet’e, (Yengen geldi işte, çok süzdün yengeni, hadi kokla arzuladığın yengenin amını!) dedim…
Amcığımın dudakları Ahmet’in ağzına yüzüne değdikçe tir tir titriyordum ve artık daha fazlasını istiyordum. İyice çığırımdan çıkmıştım. Gizliliğin getirmiş olduğu heyecanla herzeyi yaşamak istiyordum. Tekrar aşağıya dönüp, Ahmet’in külotunu sıyırdım. İri yumurta gibi taşaklarını kokladım, öptüm, yalamaya başladım. Aslında onları tamamen ağzıma alıp, sündüre sündüre emip, ısırmak istiyordum. Tabi uyanmasından korktum yapmadım. Sikini aşağıdan yukarıya yalamaya başladım. Siki artık iyice büyümüştü. Ağzımı geniş açıp, sikinin başını aldım ağzıma, dilimle sikinin mantar gibi kafasının çevresinde dans ediyordum…
Artık kıvama gelmiş bu siki amıma almanın zamanı gelmişti. Ata biner gibi üstüne çömeldim, elimle sikini tutup başını amıma soktum, biraz durdum ve hafifçe oturmaya başladım. Tamamen içimdeydi artık, istediğim gibi kalkıp iniyordum, rejisörlük senaryo bende, istediğim ritimde gidip geliyordum. İnanılmaz bir zevk alıyordum, içimde fırtınalar kopuyor, şimşekler çakıyor, depremler bedenimi sarsıyordu. Dilediğim gibi zincirleme Orgazmlar yaşıyordum. Artık gücüm kalmamıştı, muhteşem tatmin olmuştum. Yavaşça üstünden kalktım, külotunu kalkık sikinin üstüne çektim. Tam o sırada biraz kıpırdadı ve külotuna boşaldı. Ama halen derin uykudaydı. Odadan ayrıldım, suyumu içip yatağıma uzanıp, kocama sokuldum, uyudum.
Sabah 9 gibi uyandığımda, kocam kalkmış odada dolaşıyordu. Banyodan su sesleri geliyordu. Kocama, “Günaydın! Banyo meşgul galiba?” dediğimde, “Günaydın aşkım. Ahmet banyoyu kullanmak için müsaade istedi, duş alıyor.” dedi. Ben tabi Ahmet’in neden duş alması gerektiğini bildiğim için, kıs kıs içten içe gülüyordum.