Kaynım Götüm Güzel Diye Azmış
Selam arkadaşlar. Ben bu site ile, çok yakın bir arkadaşım olan Semra sayesinde tanıştım. Arkadaşım Semra çok azgın, çok seksi ve bir o kadar da sapık bir kızdır. Ayrıca o da benim gibi türbanlı. Neden sapık diye sorarsanız, kız tam bir azgın yaa… Çıktığı her erkekle sikişen, sikişmese de yemediği halt kalmayan bir insandır. Bunları da gelir bana utanmadan açık açık anlatır.
Neyse, benim ismim Kumru, başkent Ankara’dan yazıyorum. 22 yaşında, 1.74 boyunda, 52 kiloda, 2 yıllık evli ve türbanlı bir genç kadınım. Arkadaşım Semra sayesinde, ondan duyduklarımla, ben de azgın ve çok isterik biri oldum. Ama ben her şeyimi evleneceğim adama saklıyordum. Sakladım da. Ve sonunda evlendim. Evleneli 2 yıl oldu, çocuğumuz henüz yok. Kocam Samet’le görücü usulü evlendim. Kocamın maddi durumu çok iyi. Evimiz müstakil Villa. Evde kayınpederim, kayınvalidem ve kaynımla yaşıyoruz. Biz kocamla çatı katında kalıyoruz, orta katta kaynanam ve kayınbabam, kaynım da bodrum katta kalıyor. Kaynım demişken, zaten olayın başrol oyuncusu o şerefsizdi. Kaynımın adı Okan, 1.90 boylarında, hafif sarışın, atletik yapılı ve yakışıklı birisidir. Nişanlıyken, nişanlım (şimdiki kocam) kardeşinin çapkınlıklarından çok bahsederdi, “Kumruu, var ya bizim Okan yine eve birini atmış!” falan diye bahsederdi. Ben de “Aman Samet bize ne, bekar adam ne isterse yapar!” derdim ve geçiştirirdim. Ama bir gün kaynımın beni de o yatağa atacağı ve her yerimden çatır çatır sikeceğini nerden bilebilirdim ki?
Her neyse, muhteşem bir düğünle evlendik, evimize geldik. Gerdek gecesi kocam Samet’e karşı çok sexy olmak istiyordum. Türbanlı gelinliğimi çıkardığında Samet’in gözleri parlamıştı, çünkü altımda beyaz sexy bir jartiyer vardı. Kocam beni komple soymadan, jartiyerlerimle becermek istediğini söyledi, ben de tabiki büyük bir zevkle kabul ettim. Kocam önce her yerimi öpüp, bacaklarımı iki yana ayırarak, amım tabak gibi ortaya çıkınca, amımı yalamaya başladı. Ben kendimden geçiyordum, “Hadi aşkım, hadi sevgilim sik artık beni, kadın yap beni kocacığım!” demeye başladım. Kocam beni kırmadan, önce yarrağıyla amımı fırçalamaya, ardından da amıma sokmaya başladı. Kızlığımı delerek, 1-2 gidip geldi ve hemen boşaldı…
Gerdek gecesinde hayal kırıklığına uğramıştım, “Neden hemen boşaldın aşkım?” dedim. Kocam ise, “Aşkım affet lütfen, o kadar çok dar ve de sıcaksın ki, dayanamadım!” dedi. “Tamam aşkım, nasıl olsa gece uzun!” diyerek tamamen soyundum. Yatakta biraz öpüştükten sonra kocam, “Hadi aşkım yala da kaldır şunu!” dedi. Ben de hemen, kocamın o pek büyük olmayan sikini ağzıma alarak kaldırdım. Kocam, “Hadi domal aşkım, çok istiyorum!” dedi ve beni domaltarak başladı amımı sikmeye. Aradan 5 dakika geçince sikini amımdan çıkardı ve göt deliğime sürtmeye başladı. Ben hemen, “Napıyorsun aşkım? Oradan olmaz!” dedim. Kocam da “Aşkım yapma ne olursun, bu kalçalarına, bu götüne hasta oluyorum, dayanamıyorum, ne olur bir kere ver!” dedi. “Hayır aşkım oradan kesinlikle olmaz! Hem biliyor musun, çok acıyormuş, Semra oradan bir kere siktirmiş, bir hafta oturamamış! Bana nasıl kıyarsın? Olmaz!” dedim ve konuyu kapattım. Kocam da “Tamam aşkım!” diyerek amıma geçirmeye devam etti ve öyle bir boşaldı ki, dizinde derman kalmadı, olduğu yere yığıldı. Sonra kalktık duşa girdik, bir posta da orda sikti beni, buna sikme denirse tabii…
Sonraki gün normal hayatımız devam etmeye başladı. Günler geçmekteydi ve her gece kocamın beni arzulaması ve sikmesi o kadar hoşuma gidiyordu ki anlatamam. Ama her gece de bana yalvarması, götten sikmek istemesi, beni çileden çıkartıyordu. Ben kocama götten vermedikçe, kocam bana inat yapar gibi var gücüyle amımdan sikmeye devam ediyordu. Gerçi kocamın siki pek büyük değildi, ama ben yine de kocamın gururunu okşamak için, onun kendine güvenini artırmak ve onu motive etmek için, beni sikerken, gayet şuh bir şekilde inliyor ve bağırıyordum. Ve her ne kadar kocamın erken boşalmasında bir değişiklik olmasa da her gece kocamla sikişiyorduk.
Türbanlı olduğum için, dışarda çok kapalı, ama evde rahat dolaşırdım. Rahat dediğim, mini etekli değil tabii ki, ama dışarda hep türbanlı olduğumdan, sıcakta evde bunalır, rahat gezerdim. Buna kaynanam bir şey demezdi. Ama bazen de “Kızım çok açılıp ta babanı ve kaynını çileden çıkarma, bak güzelsin, alımlısın, ona göre hareket et!” derdi. Ben de bunları göz önüne alarak, onlar evdeyken daha edepli giyinirdim…
Bir sabah kocamı ve kayınbabamı işe yolladım, (şerefsiz kaynım çalışmıyor), sonra kaynanam kalktı birlikte kahvaltı ettik. Kaynanama, “Okan kalkmadı mı anne?” dedim. Kaynanam da, “Kızım o hergele dün gece gelmemiş, baktım odasında da yok, kim bilir yine hangi fahişenin koynundadır!” deyince utandım ve kıpkırmızı oldum. Kahvaltıya devam ettik. Kahvaltıdan sonra kaynanam, “Kızım bugün bir temizlik yapalım, hazır evde kimse yokken, ne dersin?” dedi. “Tabiki anne, ben üzerime rahat bir şeyler giyip geleyim, istersen sen de rahat bir şeyler giy, hava çok sıcak, sonra yanmayalım!” dedim. “Tamam kızım, sen git giyin, ben giyinirim.” dedi. Ben dama çıktım, evde kimse yok nasıl olsa diyerek, altıma dar bir tayt, içime tangamı, üzerime ise bol bir bady giydim, türbanımı çıkararak, başımı da açarak aşağıya indim…
Beni gören kaynanam, “Kızım o altındaki ne öyle? Başın da açık?” dedi. “Aman anne, ne yapayım, hava çok sıcak, zaten evde de kimse yok!” diyerek geçiştirdim. “Tamam kızım, neyse…” dedi ve işe koyulduk. Ben işe camları silmeyle başladım, kaynanam da yukarı katın temizliğini yapıyordu. O sırada kapı çalındı. Kaynanama seslendim, “Anneeeee, ben merdivendeyim, kapı çalıyor, bakar mısın?” dedim. Ama nerdeeee? Kaynanam en üst kata çıkmıştı, duymadı. Kapı bir daha çalınca, merdivenden inmek zorunda kaldım. Komşumuz Nebahat geldi diye kapıyı açıverdim. Kaynım Okan beni karşısında öyle görünce, “Bu ne yaa, yanlış mı geldim?” diyerek, ağzı bir karış açık, öylece kalakalmıştı. Ben de tabi kaynımı beklemediğimden dondum kaldım, “Yok be Okan ne yanlışı, gelsene, ben yengen Kumru!” diye gülerek espriye vurdum işi. Ama halen kendime gelemedim, çünkü Okan gözlerime ve yüzüme kesinlikle bakmıyordu. Bakışlarını direkt göğüslerime ve de dar taytımdan belli olan kalçalarıma dikmişti. Ben rahatsız oldukça oluyordum, ama o da tam tersi, baktıkça bakıyordu ve de önünde çadır kurmaktan utanmıyordu…
Hemen kaynanamın yanına çıkarak, “Anne Okan geldi, ben üzerimi değiştireyim!” dedim ve odama girdim. Türbanımı takıp, altıma uzun bir etek giydim, hava sıcak olduğundan taytı çıkardım. Neyse, ben aşağı indim. Okan ise salondaki koltukta sızmış kalmıştı, alkollüydü çünkü. Ben yine işe koyuldum. Tüm camları sildikten sonra epey yorulmuştum. Bu arada Okan kalkmış, dolaptan kendine bir Cola almış içiyordu. Ben de Okana, “Sen nasıl insansın yaa? İnsan annesine ve yengesine de ikram eder!” dedim. O da hemen gitti mutfağa, bize de birer bardak Cola koydu getirdi. Kaynanam da geldi ve Colalarımızı içtik. 15 dakika sonra kaynanam tuhaflaşarak kendinden geçti ve koltukta sızdı kaldı. Ben korktum kadına birşey oldu diye, “Anne! Anne!” diye seslendim. Okan ise hiç istifini bozmadan oturuyordu. “Okan baksana annene ne oldu yaa?” dedim. O da, “Merak etme yenge birşeyi yok, Colasına ilaç attım, akşama kadar bu dünyada olmaz o!“ dedi. Bunları duyunca şok oldum, “Ne ilacı? Ne diyorsun sen Okan?” dedim ve korkmaya başladım.
Okan yanıma yaklaşıp, “Yenge, seni ilk günden beri arzuluyorum, beni azdırıyorsun, geceleri abimin yarrağını yedikçe inlemen beni çileden çıkartıyor, artık yeter, seni bu gece yarrağa doyuracam ve bu yarraktan vazgeçemeyeceksin!” dedi. Ben şok üstüne şok yaşıyordum, “Neler diyorsun sen Okan, saçmalama allaaşkına, ben senin yengenim, nasıl böyle şeyler dersin?” dedim. O da hemen, “Bırak yengenim ayaklarını lan, madem yengemsin, ne diye beni görünce götünü kıvırta kıvırta yürüyorsun? Ne diye geceleri abimle sikişirken sesli sesli inliyorsun, bağırıyorsun? Farkında değil miyim sanıyorsun, ben duyayım diye özellikle yapıyorsun! Sen de istiyorsun, inkâr etme!” dedi. “Yapma Okan lütfen, abin beni çok arzuluyor, ben de onu motive etmek için inliyorum bağırıyorum, hepsi bu!” dedim. “Tamam işte yenge, şimdi seni gerçekten bağırtacam, acıtacam, haykıracaksın yenge!” diyerek yanıma iyice sokuldu ve “Neden taytını çıkardın yenge? Çok sexy oluyordun öyle!” dedi. Ben, “Yapma Okan, böyle konuşma, utanıyorum!” dedim ve dememle birlikte Okan üzerime atlayıp, bir çırpıda badyimi yırtarak çıkarttı ve göğüslerimi ellemeye başladı.
Ben çaresizlikten ağlıyordum artık. Okan ise zevkten gözleri kaymış bir şekilde göğüslerimi elliyordu. Sonra bir çırpıda kucağına aldığı gibi beni aşağı bodruma götürdü, yatağa attı. Ben artık olacakları ve bundan kaçışımın olmadığını anlamıştım, bir kere verip kurtulmak istedim… Okan üzerime gelip kalçalarımı sıkmaya, göğüslerimi yalamaya başladı. Madem bu iş kaçınılmazdı, nasıl olsa sikecekti beni, ben de artık zevk almaya ve karşılık vermeye başladım. Bunu gören Okan, “Vayy orospu vayy, yanılmamışım bak, sen de istiyorsun demek ki!” dedi. “Öyle deme Okan, utanıyorum yengeciğim!” dedim. “Sus lan fahişe, senin içindeki orospuluğu bitirecem bugün!” dedi ve beni domalttı. Arkama geçip tangamı aşağıya sıyırdığında korktum, çünkü başladı bağırmaya, “Offff bu nee yaaa, bu nasıl kalça yengeeee, bu nasıl göt yengeeeee, varyaaa bu nasıl sikilir şimdi, götünün üzerinde, göt deliğinde ölmek isterim yenge!” diyerek, amımı götümü yalamaya başladı.
Ben zevkten artık iyice kendimden geçtim ve am sularım akmaya başladı. Okan sonra pantolonunu çıkarıp, “Hadi yenge al ağzına artık!” dediğinde, gördüğüm yarrak karşısında midem kalktı, gözlerim yerinden çıkacaktı, “Bu ne yaa böyle Okan?!?” deyivermişim. Yarrağı yanında kolum ince kalıyordu valla, “Okan ben bunu alamam içime, boşa yalatma!” dedim. “Merak etme yenge, bütün kızlar önce alamam diyor, sonra öyle bir alıyorlar ki, bağıra bağıra! Ayrıca merak etme, senin deliklerini yırtar yine sokarım!” dedi. Ben yalvarmaya başlayınca, “Sus lan kaltak, alacaksın işte, sike sike alacaksın, ben sokmasını bilirim!” diyerek bir tokat patlattı ki, anlatamam. O tokatla birkez daha anladım kaçışımın olmadığını ve başladım yalamaya. Ama nasıl yalayım, kafasını ağzıma zor alıyordum. Zaten kaşık kadar yüzüm var, ufak birde ağzım vardı, girmiyordu bile. Ama okan ayısı zorlaya zorlaya gırtlağıma kadar sokuyordu. Kusmak üzereydim…
Birden beni ayağa kaldırdı ve “Yaslan duvara!” dedi, mutfağa koştu. Merakladım, “Nereye?” dedim. “Bekle yengemmm, bekle orospum!” dedi ve geldiğinde elinde zeytinyağı şişesi ve benim kışın giydiğim topuklu çizmelerim vardı. O çizmelerimi uzun zamandan beri neden bulamadığımı şimdi anlamıştım, sapık herif çizmelerimi araklamış. Bir anlam veremedim ilk başta, ama Okan, “Giy şunları lan orospu!” diyerek önüme attı ve “Daha sexy ol ki, seni sikip hemen bırakayım!” dedi. Bunu duyan ben hemen bir çırpıda giydim çizmeleri. Ellerimi duvara yapıştırdı ve belimi bastırarak belimi büktü ve kalçalarımın iyice dışarı çıkmasını sağladı. Ne yapıyor diye aynadan baktığımda, o kadar güzel gözüküyordu ki kalçam, şimdi bu manzarayı gören Okan daha da kudurdu ve hemen arkama eğilerek amımı yalamaya başladı. Ama ne yalamak! Şerefsiz işini iyi biliyordu, zevkten beni mahvetti. Sonra yalamayı bırakıp ayağa kalktı. Artık sikecekti, “Ne olursun Okan yalvarırım sana, yavaş yavaş sok, alıştıra alıştıra sok, bunu birden alamam içime!” dedim. “Merak etme yenge alacaksın, alacaksın!” diyerek başladı amıma yarrağını sürtmeye…
Amıma sokmak için uğraştı, ama yarrağının kafasını dahi sokamadı. Zeytinyağını yarrağının kafasına döktü ve tekrar denedi. Bu sefer başını sokabildi, ama ben başladım bağırmaya, “Çıkarrrr ne olur, çıkarrrr, amım yırtıldı!” diye, ve çıkarttı. Sonra tekrar yağladı, hem amımı, hemde yarrağını ve yine denedi. Bu kez biraz daha girdi. Biraz daha, biraz daha derken yarısı girdi, ama inanın mideme baskı yapıyordu. İlk başta çok acı duydum, ama sonradan müthiş zevk almaya başladım. Ve öyle bir bağırıyordum ki, avazım çıktığı kadar, yan villadan duyacaklardı. Ama bu sefer erkeğimi motive etmek için değil de, gerçekten acıdan bağırıyordum. Bundan daha çok tahrik olan Okan ise, iyice zevke gelerek tamamını kökledi artık. Yarrağı nerdeyse ağzımdam çıkacaktı. “Yavaş!” dedikçe kökledi, bağırdıkça kökledi ve birden, “Yengeeeeeeemmmm benimmm, ohhhhhhh!” diye hayvan gibi böğürerek içime öyle bir boşaldı ki anlatamam. Herhalde yarım çay bardağını dolduracak kadar boşalmıştır, çünkü amımın içi dolmuş ve döller kenarlardan taşmış, akıyordu…
Siki sönene kadar içimde kaldı. Siki küçüldüğünde çıkardı ve banyoya gitti. Geldiğinde yüzü gülüyordu. Tabi benim de yüzüm gülüyordu, çünkü onunla ben de boşalmıştım. Ve ömrümde ilk defa bu şekilde orgazm olmuştum. “Nasıldı yenge, güzeldi değil mi?” dedi. Ben de, “Valla Okan ne yalan söyleyim, iliğime kadar boşalttın beni! Abinle evlendik evleneli böyle boşalmadım!” dedim. Ama bunu dediğime pişman oldum, çünkü bu lafım Okanı mest etmişti. “Tamam yenge, sen asıl şimdikine hazır ol! Seni öyle bir boşaltacam ki, hayatının boşalmasını yaşayacaksın!” dedi. Ben tabi o arada gitmek için külodumu falan topluyordum. Hemen kolumdan tuttu, “Nereye lan kaltak? Bitmedi daha!” dedi. “Yapma Okancığım, hani bir sefer sikip bırakacaktın? Öyle demedin mi?” dedim. O da, “Ben salak mıyım lan? Am herkeste var, ben bu riski niye göze aldım sanıyorsun? Senin bu güzel götün için! Bu güzelim göt deliğin için!” dediğinde, ben beynimden vurulmuşa döndüm, gözlerim doldu, dondum kaldım, “Sen ne diyorsun Okan? Sapıttın mı? Ben bunu amıma 15 dakikada zeytinyağıyla zor aldım, öldüm sandım, götten nasıl alırım? Valla beni hastanelik edersin!” dedim.
Ama nafile, birkere kafasına koymuş piç, illa sikecek götümü. Artık olan olmuş, amım dağılmıştı, götüm yırtılsa ne olur diye düşünerek işi oluruna bırakmaya karar verdim. Götü vermekten başka çarem yoktu. Ama yinede korku bastı içime, kendimi sıksam girmez, serbest bıraksam, bu sefer de rahat giriyor diye geniş geniş sikerdi götümü. “Yırtılmasından korkuyorum Okan!” deyince, busefer banyodan krem getirdi. Şerefsiz işini biliyordu. Beni yatırdı yere ve 69 oldu. O benim amcığımı, ben de onun o bileğim kalınlığındaki yarağını yalıyordum. Derken yarak yine sopa gibi oldu ve “Hadi kalk domal! Artık yıllardır arzuladığım şeye kavuşacam!” dedi. Çocuk gibi seviniyordu. Ben hemen dönüp sikinden tuttum ve “Bak bir anlaşma yapalım, tamam sen bugün bu götü sikeceksin, kaçarı yok…” dedim, o da hemen onayladı, “Ha şunu bileydin!” diye. Ben devam ettim, “Tamam kaçmıyorum, ama girmezse, acırsa, alamazsam çıkarcaksın!” dedim. “Tamam yenge, söz, girmezse şerefsizim çıkaracam!” dedi. İçimden (Lan Piç, şerefli olsan yengeni mi sikersin?) dedim ve önüne domaldım…
Tekrar yalamaya başladı. Yaladıkça göt deliğim ona davetiye çıkarıyordu. Sonra 1 parmağını soktu. Gayet iyiydi. 2. parmağını da soktuğunda biraz kasıldı götüm. O an anladım ki yarağı mümkün değil girmez, çünkü yarağının kafası yumruğum kadar vardı. Derken, “Hazır ol, sıkma kendini!” dedi. Ben domalmış beklerken, baktım yerde duran pantolonunun kemerini çıkardı. Başta kemerle ne yapmak istediğini anlamamıştım, ama tedbirliydi şerefsiz, kemerle ellerimi bağladı. Sonra arkamı biraz daha kaldırıp, yarağını göt deliğime dayadı. Yalvardım, “Yapma Okan, çok korkuyorum!” dedim, ama dinlemedi. Hiç müdahele şansım da kalmamıştı. Ve yüklenmeye başladı, ama nafile, gömlek düğmesi kadar küçük büzüğümden içeri kafası bile girmiyordu. Başımı 2 yastığın arasına soktu ve yeniden yüklendi. Yine olmadı. Ben ağlaya ağlay bağırıyordum. Kremi aldı büzüğüme sürdü, zeytinyağını da komple döktü götüme ve tekrar denedi. Nihayet başı girmişti, ama o sırada gözümün önü karardı, beynimde şimşekler çaktı, bayıldım sandım. Götüm ve heryerim uyuştu, bağırdım, “Çıkar lan Piççç! Çıkar orospu çocuğu! Öldürecen lan beni şerefsiz! Yalvarırım çıkar, Okanım, erkeğım, çıkar da hepsini amıma sok ne olur!” dedim. Ama dinlemedi, sokmuş birkere, çıkarır mı şerefsiz…
Tamamını köklediği gibi başladı götüme pompalamaya. Soktukça içimden sanki birşeyler koptu, geri çıkardıkça da acıdan ölüyordum. Bağırdım, “Kımıldama, biraz öyle kal içimde, yalvarırım gidip gelme bir süre!” dedim. Hayret, dinledi beni ve bir süre kenetlenmiş bir halde içimde bekledi. Gözümün yaşlarını sildi ve “Affet beni yenge, bu götü sikme hayalleriyle uyku uyuyamıyordum, çileden çıkmıştım iyice!” dedi ve başladı ileri geri gitmeye. Gittikçe hızlanarak sikiyordu götümü. Ama ne sikme! Resmen kudurmuş gibiydi. Ömrümde ne böyle yarrak gördüm, nede böyle yarrak yedim. Okan da göt deliğimin darlığına fazla dayanamayarak, “Geliyorummmm!” diye inlemeye başladı. “Ne olur çıkar da öyle boşal!” dedim. O da çıkararak belime ve sırtıma doğru öyle bir boşaldı ki, dölleri ta enseme ve saçlarıma kadar geldi. Sonra, “Dön!” diyerek kalanını da suratıma boşalttı.
Götümün deliğinin açık kaldığını hissediyordum, hava sanki mideme kadar giriyordu. Bu arada acaip de sıkışmıştım, yatağa işememek için kendimi zor tutuyordum. Hemen kalkarak banyoya koşmak istedim, ama kalkmamla yere yığılmam bir oldu, çünkü dizlerim tutmuyor ve bacaklarım kapanmıyordu. Sidiğimi tutamayıp halının üzerine işemiştim. Utancımdan yerin dibine girebilirdim, “Beni mahvettin Okan, bitirdin beni, ne yapcam ben böyle?” dedim. Okan yanıma gelerek beni kucağına aldı ve “Ohhhh yengem, işerken bile nekadar sexy olduğunun farkında değilsin!” diyerek banyoya götürdü, jakuziye koyarak bir güzel yıkadı. Sonra kurulayıp, yine kucağında yatağa götürdü. Öylece sızıp kalmışım.
Nekadar uyudum bilmiyorum, ama kocamın, “Uyan Kumru, uyan, neyin var karıcığım?” sesiyle gözlerimi açtığımda korkudan ölecektim. Kafamı kaldırdım etrafıma baktım, kendi yatağımdaydım ve üzerimde geceliğim vardı. Kocam, “Aşkım iyi misin, dün akşamdan beri uyuyorsun, hiç kıpırdamadın bile. Neyin var hayatım?” dedi. Ben kekeleyerek, “İyiyim aşkım, biraz hastayım…” diyebildim. Neyse, kocam başımdan gitti, üzerini giyiyordu. İçimden, (Oh, birşey anlamamış! Demek ki Okan beni getirdi buraya!) dedim ve “Aşkım herhalde ara hastalığına yakalandım, tüm vücudum kırılıyor…” dedim. Kocam da, “Yataktan çıkma ozaman aşkım, ben işe gidiyorum!” diyerek öptü ve gitti. Ben de yeniden uyumaya devam ettim.
Tekrar uyandığımda öğlen olmuştu, acıkmıştım, yataktan kalkmaya dermanım yoktu. Mahvolmuştum, zor yürüyordum, bacaklarım kapanmıyordu, göt yanaklarım açık duruyordu sanki. Mutfakta birşeyler atıştırıp, zorla da olsa aşağı indim. Baktım Okan yemek yiyor. Beni görünce pis pis güldü. “Neden gülüyorsun? Mahvettin beni şerefsiz, eserine mi bakıp gülüyorsun!” diye kızdım. Pişkin herif sırıtarak ve imalı imalı, “Bir haftaya birşeyin kalmaz yenge!” dedi. “Eee, bir hafta sonra ne olacak?” dedim. “Seni istiyorum yenge, artık vazgeçmem o götten!” dedi. “Avucunu yalarsın!” dedim. “Yapma yenge, bu götten beni mahrum etme!” dedi. “Sen deli misin yaa, salak mısın? Yürüyemiyorum görmüyor musun, daha ne götü? Sana karı mı yok, git o karıların götünü sik!” dedim. “Yenge çok karı var da, ama ben senin o güzel götüne, hele ki türbanlı olmana hastayım!” dedi. “Ne yani türbanlı olmam mı seni azdırıyor?” dedim. “Evet yenge, elimden okadar karı kız geçti, ama ömrümde ilk defa türbanlı siktim!” demez mi!
O anda aklıma bir cinlik geldi, “Senin tüm derdin türbanlı ve güzel götlü sikmek mi?” dedim. Hemen yüzü güldü, “Evet yengemm, evetttt!” dedi. “Tamam, bekle sen!” dedim ve odama çıktım. “YARRAĞI YEDİN SEMRA!” diyerek telefonumu elime aldım