Gerçek aşk, gerçek seks – Kız arkada
Öncelikle tüm partnerlerimle yaşadığım tüm herşeyi mahremimiz olarak görürüm. Bu nedenle isimler, semtler hariç sadece İstanbul’da yaşandığını söyleyebilirim. Kanıtlama amacım yok elbette ki,
Kendimle başlayayım, o zamanlar
üniversiteyi şehir dışında okurken bile bir an önce işe başlamak ve para
kazanmak için derslerden çakmamaya çalışıyordum. İstanbul’a yakın bir ildeydim
ve haftalık evime dönebiliyordum. Şükür dört yılda okulu da bitirdim.
İdealistim dedim ya, 4 yıl üniversite bitince askere de gittim ve dönünce işe
başlamam lazımdı.Onu da hallettim ancak işim çok zordu. O kadar yoğundum ki, başlayan
flörtlerim de sağlıklı gitmiyordu.
2008 krizi derken toplu işten çıkarmalardan bende nasibimi aldım.Bu kadar ters
bir zamanda kim derdi ki aşkın bu kadar güzelinin denk geleceğini.
İşler kesilince iş güç sorarken arkadaşlarla tekrar kontağım oldu. Yaş 25-26
elbette, evlilik , flörtler de konuşuluyor.Arkadaşım beni biriyle tanıştırmak
istediğini söyledi, aynı yakada olmamıza rağmen uzaktık birbirimize. Bu nedenle
birbirimize maillerimizi vermiş, öncesinde arkadaş ortamından hep tanışıp flört
ettiğimden tuhaf geldi.
Konuşmaya başladık, iş güç de olmayınca komple ona odaklanmıştım. Onun iş
çıkışında hemen hemen hergün buluşuyorduk, onu alıyordum. Açıkçası işsizken
böyle tutkulu aşk beklemezdim. Çok hızlı herşey gelişti. O kadar ki hemen sanal
sohbeti kesip direk buluşmuştuk, tatil için Balıkesir’e gittiğimde 5 dk bile
beni bırakmadan MSN’den telefondan sms le hep bana yazıyordu.
Adeta birbirimiz için yaratılmıştık sanıyorduk. Şu andaydık, geleceği çok az
düşünüyor, geçmişe aldırmıyorduk.Ortak arkadaşlarımız olduğu için de
saygılıydık.
5.-6. buluşmadan sonra elele tutuşmak artık bize yetmiyordu. Tenha kafelerde,
biralar arar öpüşürdük. Ayağa kalktığımda kot pantolonumdan kalkmış organım
belli olurdu. Tabi görmezden gelmeye çalışırdı ama artık güpegündüz birgün
sahilde otururken artık son noktaydı. O zamana kadar hiç öyle sertleşmemiştim.
Bir elimde mont diğerinde sevgilimin de elini tutmam lazım. Saçmasapan
kapatmaya çalışıyorum, artık sinsi sinsi gülmeye başlamıştı.Yolun ortasından
beni kayalıklara çekip “Aşkım sakinleş, şimdi karşıdan gelenler korkacak, hadi
gel” dedi. Beni kayalıklarda taşlara doğru çekti ve oturdu. Hadi gel arkama
dedi. Ben de arkasına geçtim. İyice kalçalarını kalkık penisime doğru getirdi.
O da çekiniyordu, “aşkım bunu mu arzuluyorsun” dedi. Konu Emmanuelle erotik
filmlerine benzemişti. Yutkundum ve incecik bir sesle “Özür dilerim,
farkettirmek istemedim ama belli bir yere kadar kontrol edebiliyorum, böyle hiç
olmamıştım” dedim. “Ne özürü, çok normal. Ben de çok ıslanıyorum, böyle seni
gördükçe külodum sırılsıklam oluyor” dedi. Sonra çaktırmadan elini geriye attı.
Üstümde baharlık montum vardı ve fermuarı açıktı. Geriye yaslanıp onun içine
sokuldu ve ürkekçe tek eliyle kotumun üstünden penisimi okşamaya başladı. Artık
ben de mezi akıntısından sırılsıklamdım. O gün gittiğimiz semtte çok tenha
kafe, bar aradık ama lanet ki yoktu. İşe gideceğinden ayrıldık.
O günden sonra artık frenlerimiz
patlamıştı. Çok aşıktık ve mıknatısın ters kutupları gibi birbirimizi
çekiyorduk. SMS lerle hep cinsellik konuşur olduk. O kadar ki cinsel
organlarımıza isim bile takmıştık: Ömercik ve ayşecik ?
Elbette ağaçlar altında sikişecek kadar azgın ve mantıksız değildik. İlk
buluşmalarda onu semtine bırakırken elimi bile tutmak istemezdi. İki kız
arkadaşı ile bekar evindeydiler. Başta dört kişilermiş sevgilimin samimi olduğu
arkadaşı evlenmiş ve ayrılmış. Sevgilim kalan iki kız arkadaşı ile pek
anlaşamazdı.
Kayalıklarda kucağıma oturmalar, barlarda öpüşüp koklaşmalar artık yetmez
olmuştu. Vapurda bir keresinde en son vapurlardan birine binmiştik ve bomboştu.
O kadar azmıştık ki; “aşkım şimdi yalnız olsak ne yaparsın?” dedi.
“Kalçalarından ısırmaya başlarım deyince” birden beline sarılı elimi tuttu ve
zayıfladığı için belinde gevşek kalmış kotundan içeri daldırdı. “Onlar zaten
senin bak” dedi.Yaşadığım şoku çaktırmamaya çalışarak sessizce fısıldamaya
devam ederek “Meleğim enim, evet” dedim. Sonra küt saçlarından kulağını
yaladım. Ellerim lokum gibi yumuşacık esmer kalçalarındaydı. Kimsecikler olmasa
orada koltuğa uzatıp bacaklarının arasına yerleşecek ve iki elimle iki poposunu
da avuçlayacaktım. Ama o benim sevgilimdi ve çaktırmadan hangi kalçasını
okşayacağımı şaşırmıştım. İskeleye geldikçe “Hadi elini çıkar oradan, onlar
senin dedim. Gören olacak hadi” diye sıkıştırmaya başlamıştı. Elim başlardaki
ürkekliği kaybetmiş, resmen avuçluyordum. Artık kolumu tutup çıkarmaya da
çalışınca unutamayacağı bir an olsun istedim. Baş parçağımı sertleştirip göt
deliğine hızlıca götürdüm. Kaygandı daha da hoşuma gitti, biraz da itince
yerinden hopladı. “Aşkım yeter, bağırayım mı ? Anlayacaklar lütfen” dedi ve
elimi çıkarttım.
Artık kaçamaklar da yetmiyordu. O da ben de sevişmeyi çok istiyorduk. İşsizdim
ve ailemle yaşıyordum. Ortak arkadaşlarımız olduğundan onlardan da sevgilimle
buluşacağım deyip anahtar isteyemezdim ya. Otele de gitsek, acaba beni yanlış
mı anlar diye düşünüyordum. İkimiz de çok azmıştık, böyle olmayacaktı.İlk
sevişmemizin nasıl olacağını smslerle yazıyorduk, azdırıyorduk birbirimizi.
Kayalıklarda penisimi okşuyor,üstüne oturup yavaşça sürtünürken “aşkım sabret,
ömercik’i sakinleştireceğim” diye beni teselli etmeye çalışıyordu.
Tam o günlerde kız arkadaşım, evde bir kız arkadaşı ile kavga etmişti. Araları
nane molla olmuştu. Sanıyorum kızlardan biri erkek arkadaşını eve çağırıyor ve
onun da erkek arkadaşları geliyormuş.Önceden semtine yaklaştırmayan sevgilim bu
nedenden tartışmıştı.İş sidik yarışına dönmüştü, sevgilim de “bana geleceksin,
odamda beraber uyuyacağız” demişti. Ben şaka diye düşündüm, şakası yoktu. İşe yeni
başlamıştım ama çok masumca bir mazeret buldum ve 1 gün izin aldım.
O gün de sevgilimin izin günüydü ve sabahtan akşama kadar beraberdik. Hafta içi
olduğundan kayalıklar bizimdi ama o gergindi. Çok fazla seksten konuşmadı.
Gece 12:00’yi. Eve gittik, apartmandan süzüldük ve kapıyı açtık. Kızlardan biri
odasında müzik dinliyordu, diğeri de sevgilisiyle kavga ediyordu. Ayakkabımı
girişe bıraktırdı ve beni hemen odasına götürdü. Yolda gelmeden bolca bira da
içmiş olsak da ben apartmana girişten ter su kesmiştim. Sıcak bir Temmuz
gecesiydi. Sahilde dimdik olan penisim içeri kaçmıştı adeta. Apartmana elimizde
siyah poşet biralarla votkayla da giremezdik.
“Aşkım evde alkol yok, su mu getireyim ? ” dedi. Tedirginliğim vücut dilime de
yansımış olacak ki beni sakinleştirmeye çalışıyordu. “Hayatım gel otur, yürümek
yordu” dememe rağmen suyu kaptı geldi. “Arkadaşlarınla beni tanıştırmayacak
mısın ?” dediğimde “aman salla o X kaşarını. Görmek bile istemiyorum” dedi.
Aklına aile albümü geldi, aldı ve yanıma sindi. Hemen hemen her kız arkadaşımla
o yıllarda bunu yaşamışımdır. Facebook, sosyal medya, akıllı telefon yokkken
kızlarda herhal mini aile albümü, vesikalık fotoları olur. Eğlenerek aile
albümüne baktık, iyice rahatlamıştım. Fotoğraf albümünü masaya bıraktı bacaklarını
açtı ve yüzü dönük kucağıma oturdu. Deliler gibi öpüşmeye başladık, aynı
vapurda aklıma gelen sahne gibi koltuğa uzandı ve öpüşmeye devam ettik, deliler
gibi kotundan içeri dalan ellerimle kalçalarını parçalıyordum. t shirtünü
kaldırmama izin vermedi. T shirtünü parçalarcasına boynundan göğüslerine
saldırdım. Sütyenine kadar indim ama meme uçlarını görmeme izin vermemişti.
“Aşkım hadi soyun, ben de ışıkları söndürüp geleceğim ama bana bakma” dedi.
boxerımla kalana kadar soyundum, “aşkım kuralların neler?” dedim
sessizce.”Aşkım sevişirken ben sana dur dediğimde dinle beni” dedi.
Acaba nerede “dur” diyecekti